top of page

Pandemi kuşağı

Güncelleme tarihi: 17 May 2021

"1"


Okulların kapanması ile çocuklu ailelerin hayatları çok başka bir yöne evrildi.

Pek çok haklı sebepten dolayı dönüşümlü ancak sistematik olmayan uzaktan eğitim ya da kısa süreli yüzyüze eğitim yapılması öğrencileri de aileleri de etkilemektedir.. Hepimiz daha önce deneyimlemediğimiz bir belirsizliğin içinde bulduk kendimizi.



Korku, endişe, kaygı, gerginlik, tolerans düşüklüğü ile yaşamaya çalışıyoruz. Dönemin doğrularına göre çareler araştırarak, biçim geliştirerek uyum sağlayarak yaşamaya alışıyoruz.

Süreç içinde gerektiği ölçüde önlem amaçlı kaygı, korku gibi duyguların olması ı olağandır ve yararlıdır. Ancak abartılı korku, kaygı gibi duygular ruh sağlığını olumsuz etkiler . korkuların fobiye, kaygının panik duruma geçirilmesi ile olaylara verilen tepkilerin sonuçları üzücü olabilmektedir.


Tıpkı kitlenmek, donup kalmak gibi durumlara düşmek doğru ve doğru zamanda verilmesi gereken kararları engelleyecektir

.

Virüs'ün sağanak biçimde ve ani oluşu ülkeleri bireyleri çok ani zorluk içinde yaşamaya maruz bıraktı. İnsanlar yakınlarını kaybettikçe daha bir çöküş yaşamanın yanında dayanıklılıklar da sınanır oldu.


Kimbilir kaç proje kağıtta kaldı, kimbilir ne hayaller zihin raflarında asılı kaldı!


Duygusal zorlukların yanında hayat düzenimizde ani değişimler yapmak zorunda kaldığımız bir dönem içeriğinde yaşıyoruz.



Bu süreç, yaş sınırı olmadan hatta global hep birlikte yaşıyoruz.

Uyum süreci evimizdeki çocuğımuz için de geçerli


Pek çok beyaz yakalının evden çalıştığı, diğer çalışanların da hafta sonu uygulanan yasak sebebiyle çocuklar ile aile bireyleri hiç olmadığı kadar bir arada yaşamaya başladılar. Özellikle fiziki koşulların yetersizliği hayatı daha bir zorlayabilecektir.


Bu içiçe yaşanan süreçte çocuğumuza ses yükseltme yerine bazı sınırlar dahilinde iletişim kurma paylaşılan anları kaliteli birliktelikler dönüştürmede kılavuzunuz olacaktır.


Peki, süreci kaliteli yaşamak için neler yapabiliriz?

Çocuğumuzu yaş ve seviyesine göre eğitirken “sınır koymak” elbette doğru bir yaklaşımdır ancak düşünebilmesine hayal kurması” na önem vermeliyiz çünkü bu durumlarda dengede durabilmek önemlidir.


Mesela,

- Konulan sınırlar gerçekten onun gelişimine fırsat sağlıyor mu? yoksa,

- Kendi konforumuza mı hizmet ediyor?

- Yoksa çocuğun sadece konfor içinde yaşamasına mı hizmet ediyor?


Yine sınırlar koyarken,

Kendi doğrularımıza sıkısıkı tutunmadan farklı bir birey olan çocuğun düşünce gelişimine, hayal kurmasına zemin hazırlayabiliriz!


Bunun için;

- Yıldız madde “İyi bir dinleyici olmak”,

- Değişik fikirler ürettiğinde ilgi duyduğunuzu kendisine hissettirerek, meraklı yaklaşımlarda bulunmak,

- İlgi duyduğu konularda deneyim kazanmasına fırsat vermek,

- Tekdüze, alışkanlıklarının dışına çıkmasını sağlayarak yepyeni deneyimler kazanarak bakış açısının sınırlarının genişletilmesine fırsat yaratmak,

- Duygularını, anlaması, tanıması, ayırt edebilmesini öğrenmesini sağlamak,

- Empati geliştirmesi için örnek davranışlarda bulunmak.


Ve ve ona ve kendinize birlikte kahkahalarla içten gülmeniz için ortamlar yaratmak!


Geleneklerine sıkı sıkı bağlı ya da kuralcı bir ebeveynseniz;

muhtemelen kendiniz gibi düşünen çocuklar yetiştireceksiniz.

Siz ne kadar engelleyici ve sınırlayıcı olursanız çocuklarınızın özgür düşünebilme motivasyonunu kıracak, ona itaat etmeyi; çevrenin gerektirdiği ve zorunlu bıraktığının dışına çıkmamayı öğretirsiniz.


Esnek olabilmeyi, değişime açık olabilmeyi başarabilmek,

Ön yargılardan sıyrılarak

;

“Olması mümkün” ‘Neden olmasın ki!’ diyebilmeyi hayatınızda önce siz deneyimlediğinizde sonrasında bunu alışkanlğa dönüştürdüğünüzde inanın hayat çok daha güzel ilerleyecek..


İşte o zaman siz fikir üretmekten korkmayan, hayal eden, özgün bağımsız, yenilikçi düşünebilen çocuklar yetiştirebileceksiniz.

Sevgiyle kalınız,


Daha fazlası için;




Ayrıca bunları da beğenebilirsiniz;



bottom of page