top of page

Biyopsikososyal Model Nedir?

Güncelleme tarihi: 9 Ara 2020

“Biyopsikososyal Model’de Nefes Egzersizleri ve Nefes Terapi’sinin yeri

Biyopsikososyal Model, bir kişinin sağlık durumunu anlamak için yalnızca biyolojik faktörlerin değil, aynı zamanda psikolojisinin ve sosyal etmenlerinin de ele alınması gerektiğini öne sürer. Hastalıkların bozulan hücrelerden kaynaklandığını açıklayan “Biyomedikal Model” e kıyasla beyin ve periferik organların kompleks birleşimi ile birbirleri ile ilişki içinde olmaları diğer yandan da dış uyaranlar ve sosyal değişikliklere duyarlı bir yapıda olmaları temeline dayanır.

İlk kez, 1977’de George Engel tarafından kavramsallaştırılmıştır.

Hastalıkların nasıl ortaya çıktığını açıklayan bir modeldir

Daha anlaşılır bir ifade ile ise “Sağlıklı olma hali ve hasta olma hali yalnızca hücresel bozulmadan olmayıp biyolojik, psikolojik, sosyal değişkenlerin etkileşimleri ile şekillenmektedir ve her biri birbirini tetikleyebilmektedir”.


Biyopsikososyal Modelin en güçlü aracı, nedir?

Nefes; doğru nefes kullanımı, nefes egzersizleri, Biyopsikososyal Modelin en güçlü aracıdır.

İnsan bedeninin ve diğer canlıların hücresel formunun enerjiye dönüşümünde en etkin aracı şüphesiz “ NEFES” gücüdür. Hayatta kalabilmek için önemli dinamik ve etkili bir güçtür. Doğru nefes kullanımına geçiş, istikrarlı şekilde sürdürülen nefes egzersizleri ile gerçekleşir.

Birkaç dakika soluk alamamanın ölüm sebebi olabileceği gerçeği kadar.

Nefes, biyolojik- zihinsel- duygusal bağlamda insan organizmasının işletim ve iletişim sistemleri için önemli ve sürekliliği olan bir bağdır. Aynı zamanda dış çevre ile de bağlantılarını sürdüren mekanik bir bağ olacak kadar güçlü bir enerji formudur. Konuyu destekleyen pek çok yayınlanmış akademik makale yanı sıra ampirik çalışmalar mevcuttur ki iki örnek kitap ile konuyu güçlendirmek de yarar var;


“Hastalık için en iyi tedavi yöntemi olduklarında tıbbi ilaçların kullanılmasına karşı değilim; ancak günümüzde geleneksel tıp uygulamasının en büyük günahlarından biri olan ilaç toksistesi olasılığıdır. Bütün rahatsızlıklarda hangi müdahaleyi denerseniz deneyin, ben size gevşetici solunum çalışmanızı, zihin/vücut yaklaşımlarını uygulamanızı ve size hitap eden bütün gevşeme yöntemlerinden yararlanmanızı öneriyorum. Böylece iyileşme sisteminize, sorunu fiziksel düzeyde çözmesi için bir şans tanımış olacaksınız.

(Dr.Andrew Weil, Kendiliğinden İyileşme”1995,Sistem Yayıncılık S:236-370)

Modern tıp sektörü zihin-vücut tıbbını ruh bütünlüğü içinde daha dikkatle izlemesi dönemsel bir gerçektir. Günümüz tıbbı ağırlıklı olarak makine tıbbı durumundadır. Check up’ta makineler kan değerlerimizi vs. ölçer ve diyelim ki sağlıklı çıktınız.



Peki sağlıklı mısınız? Bütünsel olarak ölçülüyor muyuz?

Mesela; sinir sitemimiz midemiz ve barsaklarımızla iç içe çalışır... Bütünsel sağlık üzerinde ilerlemek ise insanın görünmeyen yüzünü de şeffaflaştıracaktır. Babam anlatırdı; önceleri tıbbın bu denli aygıtlara bağlı olmadığı yıllarda. Doktor hastayı muayene etmeden önce evine gönderir, karnını iyice doyurduktan sonra muayeneye alırmış. (Perihan Yıllı “İçindeki Sonsuz Güce UYAN” 2019,S.19) .


Unutmayın, yalnız değilsiniz!





Bu konuda yardım almak üzere lütfen iletişime geçiniz




Ayrıca bunları da beğenebilirsiniz;

 

コメント


bottom of page